22 Mart 2010 Pazartesi

Mahmud'a dokunani yakarim


Kratos'um. Deli gibi yagmur yagiyor. Ici su dolu bir tünelden gecmem gerekiyor. Disarisi cok karanlik. Neyse ki tünelden gelen bir zincir var. Tünel dedigim de, ben zor sigiyorum. Derin bir nefes alip tünele giriyorum. Bana dogru sert bir akinti var. Zincirden kendimi cekerek ilerliyorum. Daha fazla nefesimi tutamayacak duruma geldigimde Poseidon'dan mizrak ucunu aldigim aklima geldi. Suyun altinda nefessiz olarak istedigim kadar kalabilirdim. Bir süre daha ilerledikten sonra bir acikliga geldim. Ordan dar bir hole indim. Cok kalabalikti. Ortam cok karisikti.

Eskiden yazliktan komsumuz olan Burcu'yu gördüm. Hellenistik bir kiyafet vardi üzerinde. Holün hemen solunda savascilarin bulundugu bir giris vardi. Burcu benim oraya girmem gerektigini söyledi. Ucubeler vardi orada. Belali tipler güya. Burcu'ya Mahmud'u sordum. Arkada, cocuklarin oldugu yerdeymis. Gözümü arka tarafa dogru dikmis ilerliyorum. Bir tanesine carptim ama aynen yürümeye devam ettim. Bu önüne bak lan tarzi bir artistlik yapti. Bunu kafasindan tutmamla havada silkelemem bir oldu. Sonra bir pacavra gibi bunu kenara firlattim. Sinirli sinirli yürürken bir taraftan da "Mahmud! Mahmud!" diye bagiriyordum. Iki kisiye daha carptim. Bu salaklar da dayilandilar. Bir tanesini yakasindan, bir tanesini de pacasindan tutup birbirlerine carptim. Bu carpma islemi sirasinda da "Acaba ücgene basip ortadan bölsem mi zibidileri" diye düsündüm ama acidim sonra. Bunlari da kenara firlattiktan sonra yürümeye devam ettim.

"Mahmud! Mahmud!" diye bagirirken sari bir astronot kiyafeti giyen bir palyaconun cocuklari eglendirmeye calistigini gördüm. Kimse de bakmiyordu ona. Aciklik bir yerde Mahmud'u salcali tost yerken gördüm. Arkada ALDI veya Walmart gördüm. Aldim Mahmud'u önüme ilk geldigim yere gittim. Bilerek arkama almadim ki biri firsattan yararlanip bir sey yapmasin diye. Savascilarin oldugu yere girdik Mahmud'la. Ortaligi yararak masalarin oldugu yere gittik. Meger insanlari oraya Kizilay toplamis. Bir felaket olmus. Sünnetlerde yapilan yemeklerden vardi. Babami görüp karsisina oturduk. Ordaki ahaliye de afiyet olsun dedik tabi. Mahmud'la bana birer tabak söyledik. Mahmud'a paraya ihtiyaci olursa bana söylemesini tembihledim. Yanima Hansi Kürsch oturdu. Biraz heyecanlandim tabi. Almanca "Afiyet olsun" dedim. Biraz muhabbet ettim. Yaninda oturan oglunu tanitti bana. Cocuk tanidik geliyordu. "Gecen seneki Bang Your Head'e geldin mi?" diye sordum. Gelmemis. Mahmud'un yaninda Ceyhun da oturuyordu. Ceyhun'a söyledim iste bu Blind Guardian'in vokalisti diye. Önce inanmadi. Istiyorsan kendin sor deyince inandi. Kalkti fotograf cekmeye basladi. Anlattim iste ben de Hansi'ye bu benim kuzenim diye. Ceyhun'un yaninda Hansi'nin fotografini ceken, gözü alninda olan ve mosmor giyinmis bir tip daha vardi. Herif kil oldum.