21 Ağustos 2009 Cuma

Güneslenen baykus

Sahur vakti taksi bulamayan amerikali misafirlerle disari ciktim da, hafif onun etkisinde kalinmis bir rüya sanirim:

Amerikalilari taksiye bindirdigim yerde ayni taksiciye rastladim. "Sag salim götürdüm ben senin arkadaslari abi. Merak etme sen hic" dedi soför. Sonra beni arabasina bindirip biraz yukari dogru sürdü. Sonra aklima geldi benim aslinda eve gidecegim. Indim hemen taksiden, asagi dogru yürüdüm tekrar. Kiralik olan dükkanlarin birinin doldugunu gördüm. Dükkanin önünde de 4 tane kus günesleniyor. En büyükleri de bir baykustu. Kücücük havlularin üstüne yatmislardi. Ben yalniz kuslari degil de dükkani inceliyorum. Ahsap kapi yaptirmislar girise. Benim öyle bakindigimi gören baykus da kalkti yerinde acti kapiyi. "Istersen gir icerden bak" dedi ve döndü tekrar yatti havlunun üstüne. Yalniz baykus da bakimliydi. Saclarini filan jöleyle geriye yatirmisti. Iceride pipo ve kahve icen bir abi vardi. Daire olarak da kullaniyormus orayi. Ben de bir sey demis olmak icin "Disardaki baykus kaca?" diye sordum. Almayacagimi ben de biliyordum. Abi "Sen ne kadar verirsin?" diye sordu. Ne diyecegimi bilemedim. "Ben baykus piyasasini pek bilmem ki" dedim baykusun ederini hesaplamaya calisirken zaman kazanmak icin. 80-90 eder mi acaba diye icimden geciriyorum. Komik bir rakam da önermek istemiyorum mahcup olmamak icin. "Sen bir fiyat söyle, onun pazarligini yapariz" dedim. Bir taraftan da ne derse yüzde 80'ini veririm diye düsünüyorum konusan bir baykus cok lazimmis gibi. Adam bir sey almayacagimi anlamis. "Almaya karar verince tekrar gel, konusalim" dedi kovarcasina. Dükkan evden cikarken göz ucumla yerde sirt üstü uzanan baykus baktim. O da bir gözünü acip beni kesti. Sevmedi sanirim o da beni.

Hiç yorum yok: